Pandemi döneminde ruh sağlığı için bu uyarılara dikkat
Koronavirüs salgınının toplumda farklı psikolojik etkilere neden olduğunu belirten Psikiyatrist Dr. Yeşim Ruhat Kutlu, ruh sağlığının korunmasında planlamanın önemine dikkat çekti. Tecrübe. Dr. Kutlu, “Online etkinliklerden yararlanmak için herkes 5-6 aylık bir plan yapmalı” tavsiyesinde bulundu. 
Hemen hemen her ülkede koronavirüs salgınının anksiyeteyi artırdığı konuşuluyor. Bu süreçte fiziksel sağlığın yanı sıra ruh sağlığının da korunması çok önemlidir. Altınbaş Üniversitesi Hastanesi Medical Park Bahçelievler Psikiyatri Uzmanı Dr. Yeşim Ruhat Kutlu, sosyalleşmenin insanların en temel ihtiyacı olduğuna işaret ederek, “İnsanlar diğer insanlarla bir araya geldikçe kendilerini ve ruh sağlığını koruyorlar. Ancak bugün dünyanın koşulları bunun tam tersini gerektiriyor. Bunun için ruh sağlığımız açısından zor bir süreç bizi bekliyor. Elbette kendimizi korumak için yapabileceğimiz bazı şeyler var. Teknolojinin faydalarını hayatımızda kullanabiliriz ”dedi.
“BİRÇOK HİZMETE ÜCRETSİZ ERİŞİLEBİLİR”
Geçtiğimiz Mart ayından bu yana neredeyse pek çok etkinliğin online yapılabileceğini hatırlatan Uzm. Yeşim Ruhat Kutlu, “Kültürel ve sanatsal etkinlikler, kurslar, eğitimler, çeşitli hobiler… Bu nedenle, hayatımızda ne varsa online olarak ulaşma fırsatlarını mutlaka aramalıyız. Üstelik tüm dünyada büyük bir dayanışma ile birçok hizmet ücretsiz erişime açıldı. Bunu spor aktiviteleri, yoga, kültürel etkinlikler, konserler, tiyatrolar ve daha birçok alanda görebiliriz. Öncelikle herkes çevrimiçi aktivitelerden yararlanabilmek için 5-6 aylık bir plan yapmalı ”dedi.
“DÜNYANIN GÜVENLİ OLMADIĞI MUHTELİF DENEYİM YAPILABİLİR”
Çevrimiçi eğitim sürecinde annelerin de öğretmen rolünü üstlendiğini ifade eden Uzm. Dr. Kutlu, “Normal şartlar altında annelik ile öğretmenlik rolleri arasında karıştırılmamalı, şimdi mutlaka karışmalı. Bu noktada çocuklarıyla çatışma yaşayan ebeveynlerin psikiyatrik ve psikolojik destek almaları faydalıdır. Evde uzun süre kalmak, evi verimli, yaşanabilir ve yaşamı sürdürecek şekilde kullanmamak depresyona neden olabilir. Hayat yavaş yavaş anlamsız, tatsız ve tuzsuz hale gelebilir. Bu kişide depresyona yol açabilir. Evde kalmanın yarattığı gerilim, ailenin diğer üyeleriyle çatışma riskini artırır. Çin’de karantinanın yoğun olduğu dönemde bu durumu boşanmalarla gördük. İnsanlar evde çok uzun süre kaldıklarında, evin çok güvenli ve dış dünyanın güvensiz olduğu yanılsamasını yaşarlar. Bu nedenle dışarı çıkmak olması gerekenden çok daha fazla kaygı, endişe ve rahatsızlığa neden olabilir ”.
“KORKULARINIZI ALIN, DAHA FAZLA ARTTIRIR”
Psikiyatrist Dr. Yeşim Ruhat Kutlu da koronavirüsten kurtulduktan sonra sokaklardan çıkmakta zorlananlara şu uyarılarda bulundu:
“Burada da tekrar hastalanmaktan veya yakınlarına bulaştırmaktan endişeleniyorlar. Uzun süre evde kalmak ve evden oluşan bir dünyaya alışmak neticesinde, dış dünyaya ve eski alışkanlıklara karşı korku ve endişe başlar. Kişi, hastalığın nereden bulaştığını bilmiyorsa, daha önce yaşamış olduğu hayata devam ederken ikinci kez hastalığa yakalanma korkusu her yerde tehlike olduğu hissini yaratır. Belirsizlik her zaman korkutucudur. Ancak maalesef bu hastalıkta belirsizlik bir gerçektir. Çünkü herkes hastalığı nereden aldığından emin değil. Tüm korkularda olduğu gibi, korkuyla baş etmenin temel ilkesi olarak korkuyu ele almak önümüzde duruyor. Elbette önlem alacağız. Ancak kuralları uygularken günlük hayattan kaçmayacağız. Korkuyu besleyen davranışımız kaçınma davranışıdır. Ancak, siz kaçındıkça, korku büyüyen bir şeye dönüşür. Zihnimizde büyüyoruz. Bu yüzden bununla başa çıkmalıyız, bununla başa çıkmalıyız. “
