Ailede virüsün yayılma oranı yüzde 60
Sağlık Bakanlığı, Toplumsal Salgın Yönetimi Bilim Kurulu Üyesi ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Çalışkan, vakalardaki artışın kapalı mekan, kalabalık ve yetersiz havalandırma gibi nedenlerden kaynaklandığını söyledi. Prof. Dr. Çalışkan, “Ne kadar ‘eve misafir kabul etmeyin’ dersek de, karantina günlerinde bile gelen ve giden komşular var. Özellikle insanların aile olarak akrabaları ile birlikte yaşadıkları aile apartmanları var ve maalesef burada iletişimi kesmek ve irtibat kurmak mümkün değil. Ev, işyeri, toplu taşıma hayatımızın en güzel zaman geçirdiği yerlerdir. Kademeli çalışma etkili oldu; ancak işyeri ortamında da katı bir önlem var. Ancak kapalı bir ortamda çalışırken önlem alan çalışan, arkadaşı ile kahve ve çay arasında maskesiz çay, kahve veya sigara içer ve mesafeye dikkat etmez. Koronavirüsü çok basit bir noktada yakalıyoruz. Koronavirüs önlemlerinde denizi geçiyoruz, diz altı suda boğuyoruz. Bu yüzden her alanda maske, mesafe ve temizlik kurallarına uymamız gerekiyor ”dedi.
‘AİLE İÇİNDE BİREYLERİ DAVRANMA YÜZDE 60 İHTİYACI’
ABD’de aile içi bulaşma konusunda yapılan bir çalışma sonucunda bulaşma olasılığının çok yüksek olduğunu anlatan Prof. Yani yüzde yüz değil. Yani aileden biri hasta olduğunda, herkesin hasta olacağına dair bir kural yoktur. Önlemlere uyulursa, kontaminasyon oranı giderek azalacaktır. Özellikle konut koşullarının kötü olduğu kalabalık hanelerde bu risk daha yüksektir. Hastanın ayrı bir odası olmasını ve mümkünse evde hasta takibi veya temas takibi için ayrı bir banyo ve tuvaleti olmasını istiyoruz. Ülkemizde maalesef insanlar kendi evlerinde kalmayı tercih ediyor. Özellikle çocuklu aileler çocuklarını bırakacak yer olmadığı için tecrit yerine gitmeyi tercih etmezler. Bu yüzden ev koşullarını iyileştirmemiz gerekiyor. Evde en önemli şey havalandırmadır. Hava sirkülasyonu çok önemlidir; Ancak maskeler ve kalabalık azaltma da son derece önemlidir. Bu basit kurallara uyarsanız, çok büyük kesintilere veya hayatı durdurmaya gerek kalmayacak ”.
‘BU İŞLETMEDEN KESİNTİSİZ BİR ÖNLEMLE UZAKTA OLMAK MÜMKÜN DEĞİL’
Prof.Dr. Bu kadar büyük bir ülkede bu işten kısa sürede çok sıkı bir önlemle çıkma ihtimali pek mümkün görünmüyor, bu yüzden kademeli geçişin etkilerini görmeye başladık.Bazı illerde Yayla dediğimiz düzleşme başkalarında başladı, il bildirisi yapıyoruz çünkü her ilin şartları farklı, ilçeler arasında bile fark var. Ankara’nın Çankaya, Mamak ve Altındağ aynı değil. kontrol, doldurma, vaka takibi, ilçe bazında temas takibi, artık dünyadaki aşılardan bile daha önemli önlemler olarak ortaya çıkıyor. , bağlantılarını bulun, vakanın hastalığı kaptığı filmi yaparsanız aşı kadar önemli bir önlem denir. Bu yüzden önlemlere uymak zorundayız. Aşı tek çözüm değildir, birden fazla uygulamanın birlikte aşamalı olarak yapılması daha uygundur.
‘YOĞUN BAKIM SÜRESİ AY OLABİLİR’
Hastanede doluluk oranlarının yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Çalışkan, “Çünkü özellikle yoğun bakımda bir vaka hastaneye muhtaç ise hastanede kalış süresi çok uzun. 2 hafta içinde bulaşmayı azaltmak için müdahalemizin etkisini görebiliriz; ancak hastanede yoğun bakım şartlarında kalan bir kişinin süresi aylar olabilmektedir. 3 ay 6 aydır yoğun bakım şartlarında olan ve iyileşen hastalarımız var. Bu yüzden yatak doluluk oranlarını belli bir seviyede tutmaya çalışıyoruz. Bunun aşılacağını düşünmek bile istemiyoruz. İtalya’da olduğu gibi bunu aşan ülkeler oldu. Bunlar hekim olarak kabul edebileceğimiz koşullar değil. O yüzden lütfen önlemleri takip edin, kirlenmeyi en aza indirelim ”dedi.